Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde yazdığı 4. kitabı Efsun yayımlandı

TAKİP ET

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dördüncü kitabı olan 'Efsun' yayınlandı. Demirtaş kitabı hakkında, "Kızlarım ve eşimle daha sık mektuplaşmaya başladık. Biz hapsedilmeye alışmıştık ama onların ev hapsinde daralıp bunalmalarını istemiyordum. Onlara, çocukluğumdan kısa öyküler yazıp göndermeye başladım" dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın dördüncü kitabı olan “Efsun” yayınlandı.

Demirtaş’ın dördüncü kitabı “Efsun”, Dipnot Yayınlarından çıktı. Seher, Devran, Leylan kitaplarından sonra çıkan kitabın tanıtım bülteninde, “Selahattin Demirtaş’ın artık iyice demini almış edebiyatçılığının son ürünü” denildi.

Demirtaş, kitabın yazım sürecini tanıtım bülteninde şöyle anlattı:



“2020 yılı başlarında, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de baş gösteren Covid-19 salgınıyla herkes evlerine hapsoldu. Biz ise zaten üç yıldır hapisteydik. (Siz romanı okurken hapiste beş yılımızı bitirmiş olacağız.) Tıpkı milyarlarca insan gibi eşim ve kızlarım da karantina tedbirleri nedeniyle aylarca evden çıkamadılar. Cezaevlerinde avukat ve aile ziyaretleri askıya alındı.

“KIZLARIM VE EŞİMLE DAHA SIK MEKTUPLAŞMAYA BAŞLADIK”

Kızlarım ve eşimle daha sık mektuplaşmaya başladık. Biz hapsedilmeye alışmıştık ama onların ev hapsinde daralıp bunalmalarını istemiyordum. Onlara, çocukluğumdan kısa öyküler yazıp göndermeye başladım. Okuyup beğendiğimiz kitapları da birbirimize gönderdik. Derken, on binlerce sayfalık uyduruk kumpas davası evrakıyla uğraşmaktan daha yararlı bir iş yapmaya, onların okuması için bir roman yazmaya karar verdim. Fakat bu defa ‘asistanlığımı’ onlar yapacaktı.

Hikâyenin geçeceği mekânları, özellikle hiç gidip görmediğim yerlerden seçtim. Beyrut, Girit, Gümüşhane, Çanakkale (Lapseki), Edremit, İstanbul’un bazı mahalleleri ile diğer yerlerin çoğunu ben hiç görmedim, kızlarım da görmediler. Ama benim için internetten tüm bu yerleri araştırıp fotoğraflar, raporlar gönderdiler, yorumlarını eklediler. Romanda geçen yemekleri, çiçekleri, şarkı sözlerini, karakterlerin isimlerini ve daha birçok bilgiyi onların gönderdiği raporlardan yola çıkarak belirledim. Tıpkı romanın kendisinde olduğu gibi onlar araştırdı, ben yazdım. Onlara bölüm bölüm gönderdim, önerilerini aldım.

“YANİ BAŞAK, DELAL VE DILDA İLE BİRLİKTE YAZDIK BU ROMANI”

Böylece romanı birlikte yazdık. Anneleri de hem el yazılarımı bilgisayara geçti hem de bütün bu süreci koordine etti. Yani Başak, Delal ve Dılda ile birlikte yazdık bu romanı. Okudular, ‘Olmuş’ dediler. Sonra siz de okuyun istedik.”